Arama Sonuçları..
Toplam 22 kayıt bulundu.“Yeni Normallere Göre Yapılan Tasarımlar Turizmde Başarıyı Getirecektir”
Ödüllü projeleri ile ulusal ve uluslararası çapta başarılara imza atan Elips Tasarım Mimarlık Kurucusu Y. Mimar Feza Ökten Koca, Covid-19 pandemisi sonrası turizm sektöründe otellerin ve tatil köylerinin mimari açıdan ne tür değişiklikler yapması gerektiğini aktardı. Elips Tasarım Mimarlık Kurucusu Y.Mimar Feza Ökten Koca, Covid-19 pandemisi sonrasında turizm alışkanlıklarının ne yönde değişeceğini mimari açıdan değerlendirdi. Feza Ökten Koca’ya göre, turizmde önceliklerin değiştiğini kabul ederek, yeni normallerde göre yapılan tasarımlar başarıyı getirecek.Covid-19 pandemisi sonrası özellikle farklı ziyaretçilerin kullanımına açık olan otellerin ve tatil köylerinin iç düzenlemesinde değişiklikler yapılması gerektiğini vurgulayan Y.Mimar Feza Ökten Koca, bu konuda titiz davranan işletmelerin müşterilerinin güvenini sağlayabileceklerini dile getiriyor. Mimar, bu dönemde insanların seyahat ve konaklama konularında çok daha temkinli davranacaklarını sözlerine ekliyor: “Bugüne kadar genel olan her şey, artık daha kişisel hale gelmek zorunda. Buna en iyi örnek, otellerin restoran bölümleri olabilir. Bugüne kadar açık büfe sisteminin yaygın olması pandemi sonrası bu düzende ciddi farklılıklar getirecektir. Farklı kişilerin aynı şeylere dokunma ihtimali, yiyeceklere yaklaşma mesafesi ve kişilerin nefeslerinin yiyecekle ilişkisi, müşterilerin yiyecekleri alırken birbirlerine olan yaklaşma mesafeleri sorgulanmalı” diyen Feza Ökten Koca’ya göre açık büfe sisteminin yerini en kısa sürede alakart restoranlara bırakması gerekecek.Lobi yerleşimlerinin de tamamen sosyal mesafeler gözetilerek revize edilmesi gerektiğini dile getiren Feza Ökten Koca, özellikle havalandırma sistemlerinin elden geçirilmesinin ve hava temizleyici cihazlar kullanılmasının öneminin de altını çiziyor. Aynı zamanda mekanlarda sistematik dezenfeksiyon işlemleri yapılmasının ve temiz hava girişi sağlanmasının da hayati önem taşıdığını belirtiyor ve ekliyor: “Mekanların birçok farklı noktalarına el dezenfektan sağlayıcı cihazlar konulmalı, müşterileri bu konularda uyarma amaçlı yeni yönlendirmeler tasarlanmalı.”Otel odalarında yapılan günlük temizlikte tek kullanımlık temizlik pedleri kullanılmalıdır, böylelikle bir odada olabilecek bir virüs ya da mikrobun diğer bir odaya bulaşması engellenmeli. Her check-out sonrası dezenfeksiyon işlemi uygulanması gerektiğinden söz eden mimar, görevlilerin mutlaka maskeyle çalışmak zorunda olduğunu da sözlerine ekliyor. Feza Ökten Koca’ya göre mümkünse her odada hava temizleme cihazı olmalı ve girişlere mutlaka dezenfektan cihazları ve uyarılar yerleştirilmeli.Özellikle genelde tamamen kapalı alanlarda yer alan küçük-büyük toplantı odalarının havalandırma sistemlerinin tekrar elden geçmesi gerekmektedir. Buradaki şartlandırılmış havanın mutlaka dışarıdan alınan temiz hava ile sağlanması ve içerideki havanın devir daim etmesinin engellenmesi gerekmektedir, özellikle kullanılan filtrelerin değişmesi söz konusu olabilir. Hastanelerde kullanılan havalandırma sistemlerinde mutlaka hepa (High Efficiency Particulate Air) filtreler kullanılmaktadır, oteller de kapalı alanlarında kullandıkları havalandırma sistemlerinde hepa filtre sisteminden yararlanabilirler.Otellerde ve tatil köylerinde ortak tuvaletlerde sosyal mesafeye dikkat edilerek yerleşim yapılması gerektiğini dile getiren mimar, kişilerin bekleme noktalarının belirlenmesi gerektiğini vurguluyor ve ekliyor: “Sıcak hava üfleyen el kurutma cihazları artık kullanılmamalı. Ana girişler kapısız olarak ya da fotoselli kapılarla düzenlenmeli. Mümkün olduğunca elle dokunma olasılığını azaltıcı çözümlere gidilmeli. Özellikle tuvaletlerin egzos sisteminin çok iyi çalışması gerekmektedir. Virüsün insan dışkısında yaşadığı bilinmektedir, bu yüzden egzos çok önemlidir, aynı zamanda da rezervuar kullanımı sırasında mutlaka klozet kapağının kapalı olduğundan emin olunmalıdır.’’“Turizm yapılarında renovasyon şart ama mutlaka uzman mimarlarla yapılmalı...”Pandemi sonrası otellerde yapılması gereken düzenlemeler için kesinlikle yeni bir yönetmeliğe ihtiyaç olduğunu dile getiren Y.Mimar Feza Ökten Koca, bu yönetmelik oluşturulurken mutlaka turizmci, mimar, doktor gibi konu uzmanlarından oluşan bir ekiple belirlenecek kriterlerin dikkate alınması gerektiğini vurguluyor. Aynı zamanda farklı tipteki otellere göre farklı yönetmelikler ve kontrol mekanizmaları oluşturulması gerektiğini de sözlerine ekliyor.‘’Mevcut otellerin duruma adapte edilebilmesi için renove edilmesi gerekecektir. Bu da tabii ki renovasyon projelerinde artışa neden olacak, ancak günün ekonomik koşulları bu girişimleri zorlayacak” diyen Feza Ökten Koca, doğru renovasyonun ekonomik olarak en doğru karar olduğunu ve ancak işin uzmanları ile gerçekleştirilebileceğini dile getiriyor.Her ne kadar dünya en zor günleri geride bırakıp normalleşme günlerine yavaş yavaş geçiyor olsa da henüz yaşadığımız sürece “pandemi sonrası” denilemeyeceğini aktaran Feza Ökten Koca, bu nedenle hala tedirginliğin sürdüğünü ve eski günlere bir anda geri dönülemeyeceğini dile getiriyor ve ekliyor: “Otellerin duruma bu açıdan bakması gerekir. Müşterilerin bu korkusunu yenebilecekleri düzene girdiklerini onlarla iyi bir şekilde paylaşmalılar.” Bu noktada müşteri güvenini kazanmanın oldukça önemli olduğunu belirten mimar, yeni normallere uyum sağlanarak turizmde başarılı olunabileceğini aktarıyor ve ekliyor: “Otel yöneticilerinin mutlaka konunun uzmanları ile birlikte çalışmalarını tavsiye ediyorum, özellikle doktorlardan mutlaka sürekli destek almalılar. Mutlaka müşterilerine karşı şeffaf olmalılar, söyledikleri şeylerin arkasında durmalılar. Müşterilerin güveni ancak bu şekilde kazanılır. Zor günlerde yeni yatırımlar yapmak zorundalar. Bundan birkaç ay önce hiç akılda olmayan yeni maliyetler ortaya çıktı ama bunu en iyi yapan kazanacak. Uzun vadeli düşünmeleri gerekiyor.” Turizm tesisi planlayan yatırımcıların mutlaka yeni normalleri dikkate alarak hareket etmelerini, planlanan ya da yapılmakta olan projelerde bu yönde revizyonlar yapmalarını tavsiye ediyor ve ekliyor: “Bu dönemde müşteri odaklı düşünmemiz ve önceliklerin değiştiğini kabul etmemiz gerekiyor.” Elips Tasarım Mimarlık Hakkında:Elips Tasarım Mimarlık İnşaat Ltd. Şti. 1999 yılında Y.Mimar Feza Ökten Koca tarafından kuruldu. Mimari tasarım hizmetleri ile başladığı yolculuğuna yıllar içinde iç mimari tasarım ve anahtar teslim uygulama işlerini de ilave etti. Özellikle konut, ticari alanlar, yeme-içme, mağazacılık ve eğitim alanlarında projeler üretmektedir. Bu süreçte mobilya ve aydınlatma tasarımları da üretmeye başlayan Elips Tasarım Mimarlık, daha sonra bu çalışmaları FEZA markası altında yapmaya karar vermiştir. Mimar, iç mimar ve endüstri ürünleri tasarımcılarından oluşan ekibe her sene katılan stajyer ve yeni mezunların eğitimlerine Elips Tasarım Mimarlık’ta devam etme fırsatı verilmektedir. Feza Ökten Koca Hakkında:Lise eğitimini Özel Darüşşafaka Lisesi’nde, üniversite eğitimini İ.T.Ü. Mimarlık Fak. Mimarlık Bölümü’nde tamamladı. 1994 yılında İ.T.Ü. Fen Bilimleri Ens. Bina Bilgisi Yüksek Lisans programından Y.Mimar ünvanı ile mezun oldu. Öğrenciliği sırasında başladığı çalışma hayatında, Orhan Çakmakçıoğlu Mimarlık Ofisi, Emlak Bankası mimari grup ve Can İnşaat’ta görev aldıktan sonra İngiltere’ye gitti ve Percy Thomas Partnership, Londra ofisinde çalıştı.1999 senesinde Elips Tasarım Mimarlık ofisini kurdu. Mimari projelerin yanı sıra İç mimari tasarım ve uygulama çalışmalarında yoğunlaşmaya başladı. 2005 yılında Halil Ökten ile birlikte Elwo Ahşap üretim tesisini kurdu. Ele aldığı konut, ticari ve eğitim mekan projelerinin tasarımının yanı sıra, gerçekleştirilmesi konularında uzmanlaştı. Mimarlığı, sadece bina ve mekan tasarlamak değil, kullanıcıya yaşam tasarlamak olarak tanımlamaktadır. Çalışmalarında en farklıyı ararken kullanıcı odaklı, sürdürülebilir, güne uygun ve yarını kucaklayabilen tasarımlar yapmaya çalışmaktadır. Tasarım olgusunu bir bütün olarak ele almak gerektiği düşüncesiyle mimari ve iç mimari projelere devam ederken FEZA markası altında mobilya tasarım çalışmaları da yapmaya başladı. 2013, 2014 ve 2015 yıllarında düzenlenen Alldesign fuarlarında, Design Week 2017, 3.İstanbul Tasarım Bienali’nde, Tomtom Backtohome ve Designhood 2018 etkinliklerinde mobilya koleksiyonlarını sergiledi. 2016 yılında FLY Collection parçalarından biri olan Boomerang isimli sandalye tasarımı ile Milano’da A’ Design Award ödülü aldı. 2018 yılında, BJK No1903 projesi ile Londra’da International Property Awards yarışması, Mixed-Use Interior kategorisinde Award Winner, Best of Turkey, Best of Europe ödüllerinin üzerine, Best of World ödülünü de kazanmıştır.2012-2017 yılları arasında Darüşşafaka Cemiyeti’nde Yönetim Kurulu üyesi olarak görev yaptı. Cemiyet proje komitesindeki görevi devam etmektedir. Halen İstanbul Medipol Üniversitesi’nde Güzel Sanatlar Tasarım ve Mimarlık Fakültesi’nde öğretim görevlisi olarak proje yürütücülüğü de yapmaktadır.Kaynak: pRchitect İletişim ve Danışmanlık
https://yapex.com/yeni-normallere-gore-yapilan-tasarimlar-turizmde-basariyi-getirecektirÜrün Grupları
> YÖNETİM. Bakım ve tesis yönetimi Tesis yönetimi Proses mühendisliği Endüstriyel otomasyon Endüstriyel montaj ve fabrika-yerleşim mühendisliği Tesis/donanım optimizasyonu ve modernizasyonu Verimlilik ve varlık yönetimi Teknik altyapı yönetimi Soğutucular ve yağlayıcılar yönetimi Yedek parça yönetimi Üretim durdurma ve süreç/çevrim yönetimi Enerji denetim, verimlilik ve yönetimi Yenilenebilir enerji kaynakları yönetimi Çevre mühendisliği Çevre koruma Su yönetimi Atık yönetimi Güvenlik yönetimi Acil durum yönetimi Kalite sertifikasyon yönetimi Danışmanlık, planlama Yönetim modelleri Risk yönetimi, sigorta Bakım organizasyonları ve yöntemleri Satış sonrası servisler Sigortalama ve finansal hizmetler Yatırım, kiralama ve finansal çözümler > BAKIM. Bakım-onarım teknolojileri Bakım-onarım teknolojileri/servisleri Modernizasyon Kalibrasyon Endüstriyel dağıtım Yüzey bakım-onarım Kaplama ve boyama Kaynak işleri ve makinaları Ezme/öğütme işleri ve makinaları Kompresörler, basınçlı hava sistemleri Hidrolik ve pnömatikler Yağlama sistemleri ve ekipmanı Yağlama, yağ temizleme ve yağ koruma ekipmanı Yağlama maddeleri, gresler Soğutma yağlayıcıları Hidrolik yağları Teknik gazlar Yapıştırıcılar Korozyon koruma Kılıflar, filtreler, ayıraçlar, ısı dönüştürücüler Pompalar Vakumlama Aktarma İzolasyon Filtre sistemleri Tıkaçlar, contalar Hortum ve fittingsler Borular, tüpler Valfler Ankraj, bağlantı, kilitleme teknolojileri Taşıma Kaldırma Yedek parçalar Yedek parça sökme-takma prosesleri Gereçler ve cihazlar Güvenlik ve koruyucu ekipmanı > KONTROL. Kontrol-ölçümleme-görüntüleme 3. Taraf Denetim Kurumları Kontrol sistemleri ve ekipmanı Uzaktan kontrol ve görüntüleme sistemleri Endoskopik cihazlar Ortam görüntüleme Makine teşhis, hasar değerlendirme Mobil bakım ve veri izleme sistemleri Yağlayıcı ve akışkanlar görüntüleme Yağlayıcı analiz sistemleri Ölçümleme sistemleri ve ekipmanı Isı ölçümleme ekipmanı Akışkan ölçümleme, valf görüntüleme cihazları Ultrasonik ölçümleme cihazları Kızılötesi sistemler Emisyon ölçüm cihazları Lazer, hizalama ve geometrik ölçüm sistemleri Özel amaçlı sensörler Titreşim analiz ekipmanı Makine koruma (vibrasyon bazlı) Elektrik ögeleri test ekipmanı Endüstriyel test laboratuvarı sistemleri Kalite kontrol sistemleri Periyodik kontrol test hizmetleri Basınç testleri > BT-SİSTEM. BT-sistem teknolojileri Bilgi sistemleri ve data yönetimi İşletme kaynak planlama sistemleri İşletme varlık yönetimi Proses yönetimi sistemleri Bakım planlama ve kontrol sistemleri Hata tespit sistemleri Yönetim modülü çözümleri Yedek parça yönetimi Alan hizmetleri kaynak yönetimi Mobil hizmet ve uygulamalar Mobil cihazlar IT danışmanlık hizmetleri > TESİS. Tesis-teknik bakımı ve donanımı Mühendislik ve tesis yapımı Yapı otomasyonu Elektrik tesisatları Mekanik tesisatlar Güç kaynakları (elektrik motorları, jeneratörler) Yenilenebilir/alternatif enerji sistemleri Sıhhi tesisatlar iklimlendirme, havalandırma, ısıtma ve soğutma Aydınlatma Elektronik sistemler İletişim sistemleri Taşıma, kaldırma, yükleme cihazları ve vinçler Taşıma bantları Asansörler Ambalajlama üniteleri Tanklar, konteynerler ve donanımları Yangın koruma Tesis güvenliği Endüstriyel sağlık ve güvenlik Temiz odalar ve donanımları Endüstriyel zeminler, duvar/cephe, tavanlar Endüstriyel kapılar Islak hacimler Depolama sistemleri Çevre teknolojileri Atık yönetimi ve geri dönüşüm İş giysileri ve koruyucu ekipman > ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK. Endüstriyel temizlik Spesifik temizlik teknikleri Endüstriyel temizlik hizmetleri Endüstriyel temizlik cihazları ve ekipmanı > ORGANİZASYONLAR. Araştırma, Eğitim, Yayıncılık Eğitim ve çalışma gereçleri Meslek eğitim kurumları Araştırma kurumları Yayıncılar, teknik literatür Ticaret ve sektör kurumları
https://yapex.com/urun-gruplari-4Ürün Grupları
> YÖNETİM. Bakım ve tesis yönetimi Tesis yönetimi Proses mühendisliği Endüstriyel otomasyon Endüstriyel montaj ve fabrika-yerleşim mühendisliği Tesis/donanım optimizasyonu ve modernizasyonu Verimlilik ve varlık yönetimi Teknik altyapı yönetimi Soğutucular ve yağlayıcılar yönetimi Yedek parça yönetimi Üretim durdurma ve süreç/çevrim yönetimi Enerji denetim, verimlilik ve yönetimi Yenilenebilir enerji kaynakları yönetimi Çevre mühendisliği Çevre koruma Su yönetimi Atık yönetimi Güvenlik yönetimi Acil durum yönetimi Kalite sertifikasyon yönetimi Danışmanlık, planlama Yönetim modelleri Risk yönetimi, sigorta Bakım organizasyonları ve yöntemleri Satış sonrası servisler Sigortalama ve finansal hizmetler Yatırım, kiralama ve finansal çözümler > BAKIM. Bakım-onarım teknolojileri Bakım-onarım teknolojileri/servisleri Modernizasyon Kalibrasyon Endüstriyel dağıtım Yüzey bakım-onarım Kaplama ve boyama Kaynak işleri ve makinaları Ezme/öğütme işleri ve makinaları Kompresörler, basınçlı hava sistemleri Hidrolik ve pnömatikler Yağlama sistemleri ve ekipmanı Yağlama, yağ temizleme ve yağ koruma ekipmanı Yağlama maddeleri, gresler Soğutma yağlayıcıları Hidrolik yağları Teknik gazlar Yapıştırıcılar Korozyon koruma Kılıflar, filtreler, ayıraçlar, ısı dönüştürücüler Pompalar Vakumlama Aktarma İzolasyon Filtre sistemleri Tıkaçlar, contalar Hortum ve fittingsler Borular, tüpler Valfler Ankraj, bağlantı, kilitleme teknolojileri Taşıma Kaldırma Yedek parçalar Yedek parça sökme-takma prosesleri Gereçler ve cihazlar Güvenlik ve koruyucu ekipmanı > KONTROL. Kontrol-ölçümleme-görüntüleme 3. Taraf Denetim Kurumları Kontrol sistemleri ve ekipmanı Uzaktan kontrol ve görüntüleme sistemleri Endoskopik cihazlar Ortam görüntüleme Makine teşhis, hasar değerlendirme Mobil bakım ve veri izleme sistemleri Yağlayıcı ve akışkanlar görüntüleme Yağlayıcı analiz sistemleri Ölçümleme sistemleri ve ekipmanı Isı ölçümleme ekipmanı Akışkan ölçümleme, valf görüntüleme cihazları Ultrasonik ölçümleme cihazları Kızılötesi sistemler Emisyon ölçüm cihazları Lazer, hizalama ve geometrik ölçüm sistemleri Özel amaçlı sensörler Titreşim analiz ekipmanı Makine koruma (vibrasyon bazlı) Elektrik ögeleri test ekipmanı Endüstriyel test laboratuvarı sistemleri Kalite kontrol sistemleri Periyodik kontrol test hizmetleri Basınç testleri > BT-SİSTEM. BT-sistem teknolojileri Bilgi sistemleri ve data yönetimi İşletme kaynak planlama sistemleri İşletme varlık yönetimi Proses yönetimi sistemleri Bakım planlama ve kontrol sistemleri Hata tespit sistemleri Yönetim modülü çözümleri Yedek parça yönetimi Alan hizmetleri kaynak yönetimi Mobil hizmet ve uygulamalar Mobil cihazlar IT danışmanlık hizmetleri > TESİS. Tesis-teknik bakımı ve donanımı Mühendislik ve tesis yapımı Yapı otomasyonu Elektrik tesisatları Mekanik tesisatlar Güç kaynakları (elektrik motorları, jeneratörler) Yenilenebilir/alternatif enerji sistemleri Sıhhi tesisatlar iklimlendirme, havalandırma, ısıtma ve soğutma Aydınlatma Elektronik sistemler İletişim sistemleri Taşıma, kaldırma, yükleme cihazları ve vinçler Taşıma bantları Asansörler Ambalajlama üniteleri Tanklar, konteynerler ve donanımları Yangın koruma Tesis güvenliği Endüstriyel sağlık ve güvenlik Temiz odalar ve donanımları Endüstriyel zeminler, duvar/cephe, tavanlar Endüstriyel kapılar Islak hacimler Depolama sistemleri Çevre teknolojileri Atık yönetimi ve geri dönüşüm İş giysileri ve koruyucu ekipman > ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK. Endüstriyel temizlik Spesifik temizlik teknikleri Endüstriyel temizlik hizmetleri Endüstriyel temizlik cihazları ve ekipmanı > ORGANİZASYONLAR. Araştırma, Eğitim, Yayıncılık Eğitim ve çalışma gereçleri Meslek eğitim kurumları Araştırma kurumları Yayıncılar, teknik literatür Ticaret ve sektör kurumları
https://yapex.com/urun-gruplari-5COVID-19 VE SOLUNUM CİHAZLARININ STERİLİZASYONU
Covid-19 ile mücadelede özellikle yoğun bakım hastaları için solunum cihazları hayati önem taşımaktadır. Solunum cihazları akciğer fonksiyonlarının desteklenmesinde hayat kurtaran aktörler olmakla birlikte uygun sterilizasyon sistemleriyle desteklenmediklerinde enfeksiyon odağı olma riski taşımaktadırlar. Bu yazıda solunum cihazları sterilizasyonuna bir çözüm önermeye çalışacağım. Covid-19 56°C’da 15 dakikada 10,000 de bire düşmektedir. Dolayısıyla sıcaklıkla bir dekontaminasyon sağlanabilir. Fakat diğer mikrobiyolojik ajanlarla ilgili risk sürer. Solunum cihazlarının bir hastadan diğerine çapraz kontaminasyon riski taşıdığı 1960 lı yıllardan beri tartışılmaktadırSolunum cihazlarının Ps. Aeruginosa enfeksiyonunu yaymada etkili olduğu Phillips & Spencer tarafından 1965 te gösterilmiş, Dr J L Whitby (Queen Elizabeth Hospital-1970) etilenoksit, formaldehit, vb. değişik yöntemlerle sterilizasyon denemeleri yapmıştır.Tubing, sökülebilir parçalar vb. parçaların her hastanede bulunan otoklav, vb. sistemlerle etkili şekilde sterilizasyonu mümkündür. Ancak solunum cihazının kimyasal olarak elektronik, vb. sistemlere zarar vermeyen, yüksek sıcaklık kullanmayan, iç kısımlara erişim için stserilizasyon sırasında cihazın çalışır durumda olabildiği sistemlerin kullanılması uygun olacaktır.Daha önceki tecrübelerimiz ışığında bu tür tüm elektromekanik sistemler için en uygun sterilizasyon yönteminin VHP ( Vaporised HydrogenePeroxite-H2O2 ) olduğunu düşünüyorum.Öncelikle hidrojen peroksitli sterilizasyon sistemlerini kısaca tanıtmak istiyorum. Vücudumuz; yabancı mikroorganizmalar ile savaşmak için bazı hücrelerimizde bazı enzimler vasıtasıyla H2O2 üretir. Görev tamamlandığında ise peroksiredoksin enzimi salgılayarak hidrojen peroksidi su ve oksijene dönüştürür.Aynı yöntem mikrobiyolojik ajanlarla savaşmak için hidrojen peroksit buharı üreten cihazlarla da yapılabilir.Hidrojen peroksit buharı "kalıntısız" doğası ve yüksek etki gücü nedeniyle (kalıntıları sadece oksijen ve sudur) tercih edilen bir biyo-dekontaminasyon sistemidir. Düşük sıcaklıklı ve buhar fazlı uygulaması geniş bir kullanım alanı sunmaktadır.HPV bakteri, bakteri sporları, virüs ve mantarlar da dahil olmak üzere, geniş bir yelpazede birçok organizma ve organizma sınıflarına karşı test edilmiş etkisi ispatlanmıştır. Bununla birlikte mikroorganizma çeşitliliğinin çok fazla olması nedeniyle testler halen devam etmektedir.HPV Spaulding sınıflandırmasında otoklavla birlikte en üst kısımda konumlandırılmıştır. Bulunduğumuz ortamda izin verilen üst sınır1 ppm (Milyonda bir) olup 70 ppm ani ölüm riski getirmektedir. Sterilizasyon içinse 300 ppm’in üzerinde değerler kullanılmaktadır. Dolayısıyla katalitik etki yaratmaması için AISI 316 kalitede aslanmaz çelik iç yüzeylere sahip, sıcaklığı 25 °C’ın üzerinde olan, besleme ve emiş hatlarında HEPA filtreler, eksoz hattında hidrojen peroksiti su ve oksijene dönüştüren gaz sızdırmaz yapıda yüksek güvenlikli otomatik sterilizasyon kabinleri kullanımı gereklidir. Bu sistemlerin tümü Tübitak Teydep desteğiyle geliştirilmiş kullanımı kolay ve güvenli ürünlerdir. Sterilize edilecek malzemeler kontamine taraftan konulur, işlem sonrası temiz taraftaki diğer kapıdan alınır. Her işlem sonrası raporlama yapılır.İşlem sırasında solunum cihazı çalışır durumda olduğu için hava yolundaki tüm iç aksam da sterilize edilir Sistemin validasyonu Geobacillius steraoiththermophilus biyoindikatörlerle yapılır. Sağlıklı günler dileklerim ve saygılarımla. Hazırlayan:Naci SivriUçak Mühendisi 15/04/2020
https://yapex.com/covid-19-ve-solunum-cihazlarinin-sterilizasyonuNeden Katılmalısınız?
> binlerce tesis ve bakım yönetimi profesyoneli ile buluşma noktası... > ‘maintenance’ endüstrisinden lider ürün ve hizmet markaları, firmaları...> inovatif bakım teknolojileri...> sektör uzmanları ve profesyonelleri için mesleki network ortamı... > tesis yönetimlerinde yeni trendler, gelişmeler... > kamusal bilgi ve mevzuat paylaşımı, idari enformasyon ortamı... > konferanslar, teknik sunumlar, bilgi paylaşımı etkinlikleri... > “Tesis yönetimi” işlevlerinin tümünü kapsayan bir işletme devamlılığı için know-how... > Proses, otomasyon, proje geliştirme, verimlilik ve varlık yönetimleri, lojistik, enerji, çevre, risk yönetimleri... > Kalite sertifikasyon, denetim, belgelendirme için organizasyonlar... > Bakım, onarım, kontrol, modernizasyon, kalibrasyon, validasyon, mekanik işlemler, bakım sistem ve ürünleri... Enerji, çevre, atık/dönüşüm yönetimi... > Yapısal ve teknolojik devamlılık işlemleri, endüstriyel temizlik, yapısal renovasyon ve ekipman... > Network... Maintenance İstanbul sadece bir fuar ve sergi olarak düzenlenmiyor. Endüstriyel bakım ve tesis sürdürülebilirliği alanlarında geniş bir hinterlanda yayılan uzman ve profesyonellerin “bilgi ağı” ve meslek platformu olarak fuara odaklanıyor. Sergilenecek ürün ve hizmetlerin, standlarda sunulacak teknolojilerin yanısıra, fuar süresince yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum ortamları, bakım uzmanlarını ve tesis yöneticilerini bu bilgi ağı çerçevesinde buluşturmakta. Maintenance Fuarının mesleki network yaklaşımı, fuar öncesi ve sonrası periyodlar için de endüstriyel bakım sektörüne yayınlar, toplantılar ve iletişim kanalları ile hizmet üretmeye, bilgi paylaşımı ortamları sağlamaya devam etmekte.
https://yapex.com/neden-katilmalisiniz-2Neden İzlemelisiniz?
> binlerce tesis ve bakım yönetimi profesyoneli ile buluşma noktası... > ‘maintenance’ endüstrisinden lider ürün ve hizmet markaları, firmaları...> inovatif bakım teknolojileri...> sektör uzmanları ve profesyonelleri için mesleki network ortamı... > tesis yönetimlerinde yeni trendler, gelişmeler... > kamusal bilgi ve mevzuat paylaşımı, idari enformasyon ortamı... > konferanslar, teknik sunumlar, bilgi paylaşımı etkinlikleri... > “Tesis yönetimi” işlevlerinin tümünü kapsayan bir işletme devamlılığı için know-how... > Proses, otomasyon, proje geliştirme, verimlilik ve varlık yönetimleri, lojistik, enerji, çevre, risk yönetimleri... > Kalite sertifikasyon, denetim, belgelendirme için organizasyonlar... > Bakım, onarım, kontrol, modernizasyon, kalibrasyon, validasyon, mekanik işlemler, bakım sistem ve ürünleri... Enerji, çevre, atık/dönüşüm yönetimi... > Yapısal ve teknolojik devamlılık işlemleri, endüstriyel temizlik, yapısal renovasyon ve ekipman... > Network... Maintenance İstanbul sadece bir fuar ve sergi olarak düzenlenmiyor. Endüstriyel bakım ve tesis sürdürülebilirliği alanlarında geniş bir hinterlanda yayılan uzman ve profesyonellerin “bilgi ağı” ve meslek platformu olarak fuara odaklanıyor. Sergilenecek ürün ve hizmetlerin, standlarda sunulacak teknolojilerin yanısıra, fuar süresince yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum ortamları, bakım uzmanlarını ve tesis yöneticilerini bu bilgi ağı çerçevesinde buluşturmakta. Maintenance Fuarının mesleki network yaklaşımı, fuar öncesi ve sonrası periyodlar için de endüstriyel bakım sektörüne yayınlar, toplantılar ve iletişim kanalları ile hizmet üretmeye, bilgi paylaşımı ortamları sağlamaya devam etmekte. > Fuar etkinlikleri programımız >>> > Fuar Giriş kartınız >>>
https://yapex.com/neden-izlemelisiniz-2Neden İzlemelisiniz?
> Yaşam Bilimleri ve biyoteknoloji alanında son derece geniş bir spektrumda faaliyet yürüten binlerce profesyonel ile buluşma noktası... > Biyoteknoloji endüstrisinden lider ürün ve hizmet markaları, firmaları...> İnovatif teknolojiler...> Sektör uzmanları ve profesyonelleri için mesleki network ortamı... > Yaşam Bilimleri, biyoteknoloji, analiz ve laboratuvar uzmanları ile etkileşim... > Konferanslar, teknik sunumlar, bilgi paylaşımı etkinlikleri... > Network Biotecnica sadece bir fuar ve sergi olarak düzenlenmiyor. Yaşam Bilimleri alanlarında geniş bir hinterlanda yayılan uzman ve profesyonellerin “bilgi ağı” ve meslek platformu olarak fuara odaklanıyor. Sergilenecek ürün ve hizmetlerin, standlarda sunulacak teknolojilerin yanısıra, fuar süresince yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum ortamları, biyoteknoloji uzmanlarını ve tesis yöneticilerini bu bilgi ağı çerçevesinde buluşturmakta. Biotecnica Fuarının mesleki network yaklaşımı, fuar öncesi ve sonrası periyodlar için de Yaşam Bilimleri sektörüne yayınlar, toplantılar ve iletişim kanalları ile hizmet üretmeye, bilgi paylaşımı ortamları sağlamaya devam etmekte. > Fuar etkinlikleri programımız >>> > Fuar Giriş kartınız >>>
https://yapex.com/neden-izlemelisiniz-4Neden İzlemelisiniz?
> LAB ve analitik teknolojiler alanında son derece geniş bir spektrumda faaliyet yürüten binlerce profesyonel ile buluşma noktası... > Analitik endüstrisinden lider ürün ve hizmet markaları, firmaları...> İnovatif teknolojiler...> Sektör uzmanları ve profesyonelleri için mesleki network ortamı... > Yaşam Bilimleri, biyoteknoloji, analiz ve laboratuvar uzmanları ile etkileşim... > Konferanslar, teknik sunumlar, bilgi paylaşımı etkinlikleri... > Network... Expo Analytech sadece bir fuar ve sergi olarak düzenlenmiyor. Yaşam Bilimleri alanlarında geniş bir hinterlanda yayılan uzman ve profesyonellerin “bilgi ağı” ve meslek platformu olarak fuara odaklanıyor. Sergilenecek ürün ve hizmetlerin, standlarda sunulacak teknolojilerin yanısıra, fuar süresince yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum ortamları, biyoteknoloji uzmanlarını ve tesis yöneticilerini bu bilgi ağı çerçevesinde buluşturmakta. Analytech Fuarının mesleki network yaklaşımı, fuar öncesi ve sonrası periyodlar için de Yaşam Bilimleri sektörüne yayınlar, toplantılar ve iletişim kanalları ile hizmet üretmeye, bilgi paylaşımı ortamları sağlamaya devam etmekte. > Fuar etkinlikleri programımız >>> > Fuar Giriş kartınız >>>
https://yapex.com/neden-izlemelisiniz-5UZAKTAN EĞİTİM 7/24 ÖĞRENME İMKANI VERİR
Koronavirüs salgını nedeniyle Boğaziçi Üniversitesi’nde tüm derslerde uzaktan eğitim 6 Nisan’da başladı. Türkiye genelinde yükseköğretim kurumları ile ilk ve ortaöğretim düzeyinde de uzaktan eğitimler devam ediyor. Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Tuna Tuğcu ve ekibi ise 16 yılda 20 binden fazla öğrencisine kendi geliştirdikleri özgün sistemle programlama öğretmeyi başardı. 2004’ten beri geliştirilmekte olan sistem sayesinde aynı anda yüzlerce öğrenci interaktif olarak programlama öğrenebiliyor. Sorularımızı yanıtlayan Prof. Tuğcu, çevrimiçi (online) eğitimin 7/24 öğrenme fırsatı sunduğunu belirterek, “İyi kurgulanmış çevrimiçi eğitim sayesinde öğrenciler istedikleri an ve istedikleri her yerde öğrenebilir. Çevrimiçi eğitim içeriğin canlı ve interaktif (etkileşimli) olmasını sağladığı için hem uzaktan eğitim hem de yüz yüze örgün eğitimi güçlendiriyor. Geliştirdiğimiz sistem sadece üniversite değil, ilk ve ortaöğretim düzeyinde de programlama eğitiminde niteliği artırabilir. Bunun için elimizde iyi bir örnek var” diyor. Boğaziçi Üniversitesi’nde 2020 Bahar dönemi eğitim ve öğretim faaliyetleri 33 lisans ve 67 lisansüstü programda kayıtlı 15.692 öğrenciye uzaktan eğitim yöntemleri ile yapılacak şekilde tasarlandı. 6 Nisan'da başlayan çevrimiçi eğitimlerin geliştirilmesine katkı sağlayan ve üniversitedeki programlama derslerini 2004’te uzaktan eğitime taşıyan bilgisayar mühendisliği bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Tuna Tuğcu, bu alanda uzman bir bilim insanı. "Programlamaya Giriş" ile "Nesne Tabanlı Programlama" dersleri için geliştirdiği çevrimiçi sistemle aynı anda yüzlerce katılımcıya interaktif eğitim olanağı sağlayan Prof. Tuğcu, 16 yılda 20 binin üzerinde öğrenciye programlama öğretti. Boğaziçi Üniversitesi Kurumsal İletişim Ofisi’nin sorularını telekonferans yöntemiyle yanıtlayan bilim insanı, uzaktan eğitim ve geliştirdiği sistemi şöyle anlatıyor: “SİSTEMİ GELİŞTİRMEYE 2004’TE BAŞLADIK”2004’te Programlamaya Giriş dersini ilk kez uzaktan eğitimle vermeye başladım. Sistemin ilk jenerasyonu sadece C dili sınavlarındaki öğrenci yanıtlarını otomatik notlandırmayı sağlıyordu. 2007’de geçtiğimiz web tabanlı ikinci jenerasyon sistem ise tüm dünyada türünün ilk örneğiydi. Dağhan Dinç’in büyük emekleriyle geliştirdiğimiz “Online Compiler” isimli bu sistem öğrencilerin evde ve okulda sürekli kullanabildikleri, içerik içinde derlenebilen örnek kodları barındıran bir sistemdi. 2013’teyse öğrencilerimizin evlerinde bilgisayar ve internet imkanlarının gelişmesiyle çevrimiçi ve çevrimdışı çalışabilen ve sektörde yoğun kullanılan Eclipse geliştirme ortamına gömülü üçüncü jenerasyon Teaching.Codes sistemini geliştirdik. "Teaching.Codes" ile "C/C++" dilinin yanı sıra "Java", "Python", "Ruby", "NodeJS", "Go", "Perl" ve "R" gibi popüler dilleri de destekliyoruz. Bu sistemde öğrencilerimiz aynı uygulamanın içinden hem ders içeriğine ulaşıyor hem de tek tuşa dokunarak uygulamanın içindeki canlı örneği kendi bilgisayarına indirip Eclipse’e transfer edip otomatik olarak dersin hocasının anlatmakta olduğu dosyayı açmış ve hocanın anlatmakta olduğu satıra odaklanmış oluyor. Bütün bunların tek tuşla yapılıyor olması büyük sınıflarda örneğe geçerken her öğrencinin farklı bir sorun yaşaması ve derste dikkatin dağılmasının önüne geçiyor.Ayrıca ders içeriği içinde yanıtı gizleme ve gösterme, hatırlamak için başka bir bölüme atlayıp kalınan sayfaya geri dönme gibi basit görünen ama derste öğrencinin dikkatinin dağılmamasını ve öğretimi kolaylaştırıcı özellikler içeren canlı içerik eğitimin kalitesini artırıyor. "HER HAFTA 450 ÖĞRENCİYE QUİZ VERİYORUZ"Teaching.Codes ayrıca yüzlerce öğrenciye aynı anda sınav veya quiz (küçük sınav) yapma ve yanıtları otomatik notlandırma imkanı sağladığı için hem öğretim üyesinin araştırmaya da vakit bulmasına fırsat veriyor hem de yüzlerce hatta binlerce kişiye ders anlatma imkanı sağlıyor. Giriş Programlama dersimizde her hafta 450 öğrenciye quiz veriyoruz. Bu 450 öğrencinin sınavlarının değerlendirilip her öğrencinin her sınavı için ayrı ve oldukça detaylı karneler üretmemiz ise toplam 20 dakika sürüyor. Yaptığımız birçok quiz ile hem öğrencilerimizin üzerindeki sınav baskısı azalıyor, hem de programlamayı daha iyi öğrenmeleri sağlanıyor. Sınavlar da sistem tarafından değerlendirildiği ve detaylı karne ile tüm hatalar gösterildiği için öğrenciler sınav sonuçlarını daha az sorguluyor. Ayrıca sınav sırasında öğrencilere her soru için test senaryoları da verdiğimiz için sınavları öğrenci için bir öğrenme tecrübesine çeviriyoruz. "SİSTEMİMİZ TÜRKİYE ÖRNEK OLABİLİR"Uzun yıllardır uzaktan programlama eğitim konusunda çalışıyorum. Geliştirdiğimiz üçüncü nesil sistemimiz, üniversitelerimiz ile ilk ve ortaöğretim düzeyinde de iyi bir örnek olabilir. Türkiye’de tüm üniversitelerde olmadığı gibi, tüm ilk ve ortaöğretim okullarında da eğitim kalitesi aynı seviyede değil. Boğaziçi’nde programlama derslerinde kullandığımız bu sistem, her yerde programlama eğitiminde kalitenin artmasını ve ülke çapında homojen olmasını sağlayacaktır. Bunun için elimizde iyi bir örnek var ve değerlendirilebilir. "UZAKTAN EĞİTİM YENİ FIRSATLAR SUNACAK"Boğaziçi’nde de Koronavirüs salgını nedeniyle tüm dersler uzaktan eğitim kapsamına alındı. Uzaktan eğitimle ilgili öğrenci ve eğitimcilerde soru işaretleri olabiliyor. Ben çevrimiçi eğitim ile yüz yüze eğitimin bir arada olduğunda en iyi verimin alındığını düşünüyorum. Yüz yüze eğitimin duraklaması öğrencilerimle ders sonrasında dersliğin önünden sohbet etme imkanımızı kaldırdı. Ancak uzaktan eğitimle öğrencilerimize 7/24 öğrenme fırsatı sunmuş oluyoruz. Yüz yüze ders birkaç saat sürerken, uzaktan eğitim sabaha karşı saat 3’te bile çalışmanızı sağlayabiliyor. Uzaktan eğitim doğru altyapı ve içerikle tasarlandığında çok değerli imkanlar sunabilir. Boğaziçi’nde başlayan uzaktan eğitim döneminin de öğrencilerimize yeni fırsatlar sunacağını düşünüyorum. 15/04/2020
https://yapex.com/uzaktan-egitim-724-ogrenme-imkani-verirNeden Katılmalısınız?
> Yaşam Bilimleri ve biyoteknoloji alanında son derece geniş bir spektrumda faaliyet yürüten binlerce profesyonel ile buluşma noktası... > Biyoteknoloji endüstrisinden lider ürün ve hizmet markaları, firmaları...> İnovatif teknolojiler...> Sektör uzmanları ve profesyonelleri için mesleki network ortamı... > Yaşam Bilimleri, biyoteknoloji, analiz ve laboratuvar uzmanları ile etkileşim... > Konferanslar, teknik sunumlar, bilgi paylaşımı etkinlikleri... > Network... Biotecnica sadece bir fuar ve sergi olarak düzenlenmiyor. Yaşam Bilimleri alanlarında geniş bir hinterlanda yayılan uzman ve profesyonellerin “bilgi ağı” ve meslek platformu olarak fuara odaklanıyor. Sergilenecek ürün ve hizmetlerin, standlarda sunulacak teknolojilerin yanısıra, fuar süresince yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum ortamları, biyoteknoloji uzmanlarını ve tesis yöneticilerini bu bilgi ağı çerçevesinde buluşturmakta. Biotecnica Fuarının mesleki network yaklaşımı, fuar öncesi ve sonrası periyodlar için de Yaşam Bilimleri sektörüne yayınlar, toplantılar ve iletişim kanalları ile hizmet üretmeye, bilgi paylaşımı ortamları sağlamaya devam etmekte.
https://yapex.com/neden-katilmalisiniz-4Neden Katılmalısınız?
> LAB ve analitik teknolojiler alanında son derece geniş bir spektrumda faaliyet yürüten binlerce profesyonel ile buluşma noktası... > Analitik endüstrisinden lider ürün ve hizmet markaları, firmaları...> İnovatif teknolojiler...> Sektör uzmanları ve profesyonelleri için mesleki network ortamı... > Yaşam Bilimleri, biyoteknoloji, analiz ve laboratuvar uzmanları ile etkileşim... > Konferanslar, teknik sunumlar, bilgi paylaşımı etkinlikleri... > Network... Expo Analytech sadece bir fuar ve sergi olarak düzenlenmiyor. Yaşam Bilimleri alanlarında geniş bir hinterlanda yayılan uzman ve profesyonellerin “bilgi ağı” ve meslek platformu olarak fuara odaklanıyor. Sergilenecek ürün ve hizmetlerin, standlarda sunulacak teknolojilerin yanısıra, fuar süresince yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum ortamları, biyoteknoloji uzmanlarını ve tesis yöneticilerini bu bilgi ağı çerçevesinde buluşturmakta. Analytech Fuarının mesleki network yaklaşımı, fuar öncesi ve sonrası periyodlar için de Yaşam Bilimleri sektörüne yayınlar, toplantılar ve iletişim kanalları ile hizmet üretmeye, bilgi paylaşımı ortamları sağlamaya devam etmekte.
https://yapex.com/neden-katilmalisiniz-5Neden İzlemelisiniz?
> İlaç, Bio, LAB ve analitik teknolojiler alanında son derece geniş bir spektrumda faaliyet yürüten binlerce profesyonel ile buluşma noktası... > Yaşam Bilimleri endüstrisinden lider ürün ve hizmet markaları, firmaları...> İnovatif teknolojiler...> Sektör uzmanları ve profesyonelleri için mesleki network ortamı... > Yaşam Bilimleri, biyoteknoloji, farmakoloji, analiz ve laboratuvar uzmanları ile etkileşim... > Konferanslar, teknik sunumlar, bilgi paylaşımı etkinlikleri... > Network... Expo PharmaNEXT sadece bir fuar ve sergi olarak düzenlenmiyor. Yaşam Bilimleri alanlarında geniş bir hinterlanda yayılan uzman ve profesyonellerin “bilgi ağı” ve meslek platformu olarak fuara odaklanıyor. Sergilenecek ürün ve hizmetlerin, standlarda sunulacak teknolojilerin yanısıra, fuar süresince yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum ortamları, biyoteknoloji uzmanlarını ve tesis yöneticilerini bu bilgi ağı çerçevesinde buluşturmakta. PharmaNEXT Fuarının mesleki network yaklaşımı, fuar öncesi ve sonrası periyodlar için de Yaşam Bilimleri sektörüne yayınlar, toplantılar ve iletişim kanalları ile hizmet üretmeye, bilgi paylaşımı ortamları sağlamaya devam etmekte. > Fuar etkinlikleri programımız >>> > Fuar Giriş kartınız >>>
https://yapex.com/neden-izlemelisiniz-7Neden İzlemelisiniz?
> Nutrasötikler, İlaç, Bio, LAB ve analitik teknolojiler alanında son derece geniş bir spektrumda faaliyet yürüten binlerce profesyonel ile buluşma noktası... > Yaşam Bilimleri endüstrisinden lider ürün ve hizmet markaları, firmaları...> İnovatif teknolojiler...> Sektör uzmanları ve profesyonelleri için mesleki network ortamı... > Yaşam Bilimleri, biyoteknoloji, farmakoloji, analiz ve laboratuvar uzmanları ile etkileşim... > Konferanslar, teknik sunumlar, bilgi paylaşımı etkinlikleri... > Network... NutriVISION sadece bir fuar ve sergi olarak düzenlenmiyor. Yaşam Bilimleri alanlarında geniş bir hinterlanda yayılan uzman ve profesyonellerin “bilgi ağı” ve meslek platformu olarak fuara odaklanıyor. Sergilenecek ürün ve hizmetlerin, standlarda sunulacak teknolojilerin yanısıra, fuar süresince yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum ortamları, biyoteknoloji uzmanlarını ve tesis yöneticilerini bu bilgi ağı çerçevesinde buluşturmakta. NutriVISION Fuarının mesleki network yaklaşımı, fuar öncesi ve sonrası periyodlar için de Yaşam Bilimleri sektörüne yayınlar, toplantılar ve iletişim kanalları ile hizmet üretmeye, bilgi paylaşımı ortamları sağlamaya devam etmekte. > Fuar etkinlikleri programımız >>> > Fuar Giriş kartınız >>>
https://yapex.com/neden-izlemelisiniz-8Neden Katılmalısınız?
> İlaç, LAB ve analitik teknolojiler alanında son derece geniş bir spektrumda faaliyet yürüten binlerce profesyonel ile buluşma noktası... > İlaç endüstrisinden lider ürün ve hizmet markaları, firmaları...> İnovatif teknolojiler...> Sektör uzmanları ve profesyonelleri için mesleki network ortamı... > Yaşam Bilimleri, ilaç, biyoteknoloji, analiz, laboratuvar ve tıp uzmanları ile etkileşim... > Konferanslar, teknik sunumlar, bilgi paylaşımı etkinlikleri... > Network... PharmaNEXT sadece bir fuar ve sergi olarak düzenlenmiyor. Yaşam Bilimleri alanlarında geniş bir hinterlanda yayılan uzman ve profesyonellerin “bilgi ağı” ve meslek platformu olarak fuara odaklanıyor. Sergilenecek ürün ve hizmetlerin, standlarda sunulacak teknolojilerin yanısıra, fuar süresince yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum ortamları, biyoteknoloji uzmanlarını ve tesis yöneticilerini bu bilgi ağı çerçevesinde buluşturmakta. PharmaNEXT Fuarının mesleki network yaklaşımı, fuar öncesi ve sonrası periyodlar için de Yaşam Bilimleri sektörüne yayınlar, toplantılar ve iletişim kanalları ile hizmet üretmeye, bilgi paylaşımı ortamları sağlamaya devam etmekte.
https://yapex.com/neden-katilmalisiniz-7Neden Katılmalısınız?
> Besin-destek, ilaç, LAB ve analitik teknolojiler alanında son derece geniş bir spektrumda faaliyet yürüten binlerce profesyonel ile buluşma noktası... > Nutrasötik endüstrisinden lider ürün ve hizmet markaları, firmaları...> İnovatif teknolojiler...> Sektör uzmanları ve profesyonelleri için mesleki network ortamı... > Yaşam Bilimleri, nutrasötikler, ilaç, biyoteknoloji, analiz, laboratuvar ve tıp uzmanları ile etkileşim... > Konferanslar, teknik sunumlar, bilgi paylaşımı etkinlikleri... > Network... NutriVISION sadece bir fuar ve sergi olarak düzenlenmiyor. Yaşam Bilimleri alanlarında geniş bir hinterlanda yayılan uzman ve profesyonellerin “bilgi ağı” ve meslek platformu olarak fuara odaklanıyor. Sergilenecek ürün ve hizmetlerin, standlarda sunulacak teknolojilerin yanısıra, fuar süresince yürütülecek konferans, toplantı ve teknik sunum ortamları, biyoteknoloji uzmanlarını ve tesis yöneticilerini bu bilgi ağı çerçevesinde buluşturmakta. NutriVISION Fuarının mesleki network yaklaşımı, fuar öncesi ve sonrası periyodlar için de Yaşam Bilimleri sektörüne yayınlar, toplantılar ve iletişim kanalları ile hizmet üretmeye, bilgi paylaşımı ortamları sağlamaya devam etmekte.
https://yapex.com/neden-katilmalisiniz-8KORONA GÜNLERİNDE BİLİM
Çoğunlukla devlet desteği ile gerçekleşen “bilim”in gittikçe küresel ticaretin bir parçası haline gelmesinin yarattığı endişe, son yıllarda “açık bilim” akımını öne çıkarmaya başlamıştı bile (OECD, Open Science Report 2015) . Açık Bilim, bilimsel sürece işbirliği ve dijital teknolojiler sayesinde bilgiye ucuz ve kolay erişimi ön plana çıkaran yeni bir yaklaşım olarak karşımıza çıkmış, devletler çeşitli kanun veya yönetmeliklerle kurumlar ise çeşitli yaptırımlarla açık bilim politikasını desteklemeye başlamışlardı (Khao, 2019; Kwon, 2017). Bu gelişmelere paralel olarak 2013 yılında yaşam bilimlerindeki yayınlanmamış sonuçların dijital olarak sunulduğu bioRxiv çevirimiçi arşivleme ve dağıtım platformu ortaya çıkmıştı (CSHL, https://www.biorxiv.org/about-biorxiv). Ancak yine de açık bilim konusundaki çalışmalar istenilen ivmeye ulaşamamıştı: pek çok yayınevi hala hem makaleleri yayınlamak üzere yazarlardan ücret aldığı gibi, makalelere erişmek isteyen başka araştırmacılardan da abonelik veya başka isimler altında erişim ücreti talep etmekteydi. Bu, özellikle gelişmekte olan ülkelerde zaten zor olan bilimsel çalışmaların önünde ek bir bariyer olarak çıkmaktaydı. Tabii bununla illegal yollardan savaşanlar da olmuyor değildi – 2011 yılında oluşturulan Sci-Hub platformu, neredeyse tüm makalelerin pdf dosyalarına erişim sağlayan bir veri tabanı olarak ortaya çıktı (Himmelstein ve ark, 2018).Ancak bilim dünyasının bir seferberlik içerisinde, ücretsiz erişim ile dünya çapı işbirliği ağları kurması, covid-19 salgını ile tetiklendi. Tüm dünyada bilim insanları, normal şartlar altında yaptıkları araştırmalarını bırakarak koronavirüs SARS-CoV2 üzerine odaklandı, bilgileri bioRxiv veya benzer platformlar ve hatta dergiler üzerinden paylaştı, dergiler covid-19 ile ilgili yayınları ücretsiz olarak herkesin kullanımına açtı. Elsevier de dahil pek çok yayınevi, kütüphane hatta üniversite, ellerindeki bilgileri ücretsiz olarak erişime açtı (Elsevier, Novel Coronavirus Information Center: https://www.elsevier.com/connect/coronavirus-information-center; The Lancet, COVID-19 Resource Center: https://www.thelancet.com/coronavirus; Cambridge University Press, Coronavirus Free Access Collection: https://www.cambridge.org/core/browse-subjects/medicine/coronavirus-free-access-collection; WHO COVID-19 resources and information: https://www.afro.who.int/news/who-coronavirus-disease-2019-covid-19-resources-and-information). Bütün bunlar, dünyada daha önce eşi benzeri görülmemiş bir işbirliği ve “açık bilim” örneği oldu tüm bilim dünyasına: tüm bilim insanları koronavirüse dair edindikleri genom, protein yapısı, hücre etkileşimleri gibi tüm bilgileri açıkça insanlıkla paylaşarak çözüme ulaşmayı hızlandırmaya çalışmaktalar (Russell, 2020; Kupferschmidt, 2020; Xu, 2020). Ayrıca “vatandaş bilimi” çerçevesinde FoldIt isimli bir oyun aracılığı ile evlerinde oturan herkes virüse karşı ilaç geliştirme çabasına destek verebilmekte (https://fold.it/). MIT’den bir grup bilim insanı ise, ucuza üretilebilecek ve açık kod erişimli bir solunum cihazı projesi (E-Vent) başlattı (https://www.technologyreview.com/2020/03/25/950336/an-mit-team-hopes-to-publish-open-source-designs-for-a-low-cost-ventilator/); ayrıca Medtronic firması da geliştirdikleri düşük maliyetli ventilatör cihazının bilgilerini açık erişimle paylaştı (https://www.medtronic.com/us-en/e/open-files.html). Ülkemizde de daha önce eşi görülmemiş şekilde araştırmacılar ve firmalar hızla bir araya gelerek ellerindeki tüm imkanları ülkemizin ihtiyaç duyduğu tanı kiti, ilaç ve aşı geliştirme çabaları için birleştirdi; online platformlarda hızla toplantılar organize edildi. Tüm bu salgının bir iyi tarafı varsa o da bize, ortak bir düşmana karşı işbirliği yapmanın önemini ve daha da önemlisi böyle bir işbirliğini gerçekten yapabileceğimizi göstermiş olması. Temennimiz, bu tür açık bilim çabalarının covid-19 sonrasında da devam edebilmesi...Bu kapsamda, sizlere BioExpo çerçevesinde düzenlenmekte olan Açık Laboratuvar (OpenLab Professional) etkinliğini de hatırlatmak isterim; kayıtlar devam etmektedir, unutmayınız ! Prof. Dr. Işıl KurnazGebze Teknik Üniversitesi, Biyoteknoloji Enstitüsü MüdürüRussell S (2020). Coronavirus outbreak puts “open sccience” under a microscope. Fred Hutch, Hutch News Stories (https://www.fredhutch.org/en/news/center-news/2020/02/covid19-open-science.html).Himmelstein DS, Rodriguez Romero A, Levernier JG, Munro TA, McLaughlin SR, Tzovaras BG, Greene CS (2018). Sci-Hub provides access to nearly all scholarly articles. eLife 7: e32822Khao S (2019). Opinion: boycotting Elsevier is not enough. The Scientist, Oct 22 (https://www.the-scientist.com/news-opinion/opinion--boycotting-elsevier-is-not-enough-66617)Kupferschmidt K (2020). ‘A completely new culture of doing research’. Coronavirus outbreak changes how scientists communicate. Science, Feb 26 (https://www.sciencemag.org/news/2020/02/completely-new-culture-doing-research-coronavirus-outbreak-changes-how-scientists#)Kwon D (2017). Major German Universities Cancel Elsevier Contracts. The Scientist, Jul 17 (https://www.the-scientist.com/news-analysis/major-german-universities-cancel-elsevier-contracts-31208)OECD (2015-10-15). Making Open Science a Reality, OECD Science, Technology and Industry Policy Papers, No 25, OECD Publishing, Paris (http://dx.doi.org/10.1787/5jrs2f963zs1-en) Xu X (2020). Hunt for coronavirus cure is making science more open. University World News, 21 March (https://www.universityworldnews.com/post.php?story=20200318080659671)20/04/2020
https://yapex.com/korona-gunlerinde-bilimCOVID-19 SAĞLIK SEKTÖRÜ İÇİN BİZE NELERİ ÖĞRETMELİ VE HATIRLATMALI?
Covid-19 gelişmelerini araştırırken, 1918 yılındaki İspanyol Gribi haberlerine baktım. İspanyol Gribi pandemisi bir seneden az zamanda tahmini 40 ila 100 milyon civarında insanı öldürmüştü. Bu sayı Birinci Dünya Savaşında ölen insan sayısını aşmaktadır. Bir başka özelliği de ölenlerin çoğunlukla sağlıklı genç erişkinler olmasıdır. Pandemi, Türkiye dahil tüm dünya ülkelerini etkilemiş olup, 1918’in Eylül ile Kasım ayları arasında zirve noktasına ulaşmıştır. Dünya genelinde toplantılar yasaklanmış, okullar tatil edilmiş, kütüphanelerde kitap dağıtımı durdurulmuş, ulaşım araçları dezenfekte edilmiş ve el sıkışmak bile suç sayılmıştır. Eğer İspanyol Gribi pandemisi bize bir şey öğretmiş olsaydı, birçok ülke daha ilk vakalar göründüğünde gerekli tedbirleri almakta gecikmemiş olurdu (sınırlarını kapatmak, sosyal mesafeyi korumak, maske kullanılması vb.). Bu önlemler zamanında alınmış olsaydı, hastanelerin kapasitesi yetersiz gelmez ve ölüm sayıları bu kadar artmazdı. Kuzey İtalya’da korona virüsün hızla yayılması sonucu, hastanelerin 3 haftadan az bir sürede alarm verdiği görüldü. Tıbbi malzeme ve sağlık çalışanı sayısının ne kadar yetersiz olduğu anlaşıldı. Doktorlar çok ağır durumda olan ya da yaşları yüksek hastaları geri çevirmek gibi çok kritik kararları almak zorunda kaldılar. Acil olmayan ameliyatlar iptal olurken, solunum cihazlarına erişim sınırlı hale gelince, paylaşım önceliği gibi konular tartışılmaya başlandı. Her ülkede sağlık çalışanı, yatak ve ekipmanı yeterliliği konusunda ciddi tedirginlikler oluştu. Maske konusunda bile, birçok ülkenin ne kadar yetersiz olduğu görüldü. Çin'den 2 milyardan fazla maske sipariş eden Fransa'nın, İsveçli bir şirkete ait olan ve Fransa üzerinden transit olarak İtalya ve İspanya’ya gönderilen 4 milyon maskeye el koyduğu yazıldı. Öte yandan İtalya'ya giden koruma kıyafetlerine Çekya el koyarken, Almanya da sipariş verdiği maskelerin Çin Havaalanı’nda bir anda kaybolduğunu açıklandı.Sağlık Bakanımız geçtiğimiz gün yaptığı açıklamada, Türkiye'nin yerli solunum cihazı üretimine başlayacağını müjdeledi. Bu arada farklı sektör iş birlikleri ile seyyar hasta izolasyon odası ve test için numune alma kabinleri prototip çalışması ve uygulamaları hayata geçmeye başladı. Yerli solunum cihazı gibi diğer ithal edilen medikal cihaz ve ekipman üretimi için neden bu kadar bekledik ve kendimiz üretip ihracat bile yapabileceğimiz halde sürekli ithal ettik? Yerli üretimin önemini anlamamız için korona virüsü ile karşılaşmamız mı gerekirdi? Ülkelerin kendi yerli teknolojilerini geliştirmesinin ne kadar önemli olduğunun umarım artık hepimiz anlamışızdır. Bu pandeminin en ironik olaylarından biri de Avrupa Birliği üyelerinin birbirine yardım edememesi ama Küba’nın Avrupa ülkelerine yardım etmesi oldu. Küba sağlık sektörünün, ülkedeki tüm olumsuz koşullara ve yıllardan beri uygulanan ambargolara rağmen ulaştığı başarılı nokta herkese örnek olmalıdır.Bir pandemi başladığında, şüphesiz ilk beklenen, hastalığın ilaç ve aşısıdır. Bu sebeple ülkemizin aşı tarihçesine kısaca bir baktım. Ülkemizde aşı üretimi için çalışmalar ilk Osmanlı İmparatorluğu Döneminde başlamış. 1721 yılında İngiltere Büyükelçisinin eşi Lady Mary Montagu ülkesine yazdığı bir mektupta, İstanbul’da çiçek hastalığına karşı “aşı denilen bir şey” diyerek kastettiği varilasyon metodunu hayretle bildirmiştir. Bu mektup Osmanlı İmparatorluğu Döneminde aşı yapımına ilişkin ulaşılmış en eski belgedir. Aşı üretim çalışmalarını yürütmekte olan Pasteur, çalışmalarını sürdürebilmek için dönemin devlet başkanlarına maddi katkı için yazı yazar, yazılardan birinin 2. Abdülhamit’e ulaşması sonrasında, 2. Abdülhamit yardım yapabileceğini ancak Pasteur ’ün çalışmalarını İstanbul’da sürdürmesini ister, bu teklif Pasteur tarafından kabul görmeyince ikinci teklif oluşturulur, Pasteur’e Mecidiye Nişanı ile birlikte 10.000 altın yollanır, aynı zamanda Mekteb-i Tıbbiye-i Askeriye-i Şâhâne’den 3 kişinin de yanında asistan olarak yetiştirilmesi istenir, gönderilen 3 kişilik bu ekip, çalışmalara temel teşkil etmesi için “kuduz mikrobu” enjekte edilmiş bir kemik iliği ile geri döner. 1887’nin ocak ayında Bakteriyoloji Ameliyathanesi (Kuduz Tedavi Müessesesi) kurulur. Bu kurum dünya’da üçüncü, doğunun ise ilk kuduz merkezi olmuştur. Daha sonra bu merkez difteri serumu da üretmiştir.1892 yılında bakteriyolojihane daha sonra ilk çiçek aşısı üretim evi (Telkihhane) kurulmuş, 1892-1913 yılları arası, difteri, sığır vebası, kızıl serumları, tifo, kolera, dizanteri ve veba aşıları hazırlanmış ve uygulanmıştır. 1928 yılında kaydedilen en önemli gelişmelerden biri, 1267 sayılı yasa ile Ankara'da Merkez Hıfzısıhha Enstitüsü'nün kurulması ve bakteriyolojihane ile, kimyahanenin bu çatı altında birleştirilmeleridir. Ülkemizde ilk verem aşısı 1927 yılında üretilmiştir. 1934 yılında Telkihhane (Çiçek Aşısı Üretim Merkezi) ve İstanbul'daki Kuduz Enstitüsü de kapatılmış ve aşı-serum üretimi tek merkezde toplanmıştır. Bu dönem, aşı ve serum üretiminin kamusal bir görev ve sorumluluk olarak algılandığı bir dönemdir. 1930-40'lar aşı serum üretiminin hızla arttığı yıllardır. Milyonlarca doz toksoid difteri ve tetanoz aşıları, Semple tipi kuduz aşısı, çiçek aşısı, kuduz serumu, pnömokok aşısı üretilmekte, dünyadaki gelişmeler yakından izlenmekte ve yerli yabancı ilaç kontrolleri yapılmaktadır. 1940'lı yıllarda tifo, Cox tipi tifüs, tifo-tifüs karma, tifo-difteri karma, intradermal BCG, veba-kolera karma, veba-kolera-tifüs karma, difteri-tetanoz karma, boğmaca-difteri karma, influenza tifo-difteri-tetanoz karma aşıları üretilmiştir. Aşı ve serum üretimiyle ilgili alt birimler Dünya Sağlık Örgütü tarafından uluslararası standartlara uygun oldukları yönünde belgelenmektedir, 1950 yılında Ulusal İnfluenza Merkezi ve BCG Laboratuvarı Dünya Sağlık Örgütü tarafından tescil edilmiştir. Bu yıllarda difteri-boğmaca-tetanoz aşısı üretilmiş ve kuduzla ilgili çalışmaları nedeniyle Dr. Zekai Muammer Tunçman'a Fransız hükümeti tarafından 1959 yılında Légion d'honneur nişanı verilmiştir. 1965'te kuru çiçek aşısı üretilmiş ve ülkemiz, 1960-70'li yıllarda kendine yetecek düzeyde bakteri aşılarını üretir duruma gelmiştir. 1968 yılında Serum Çiftliği kurulmuştur. Burada; tetanoz, gazlı gangren ve difteri antitoksik, kuduz antiviral, şarbon antibakteriyel, akrep antivenom serumları üretilmiştir. Hastalıkların ortadan kalkması nedeniyle 1971 yılında tifüs ve 1980 yılında çiçek aşılarının üretimine son verilmiştir. Kasım 2011 de Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü Aşı Serum Üretimi Merkezi kapatılmıştır. Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü görev ve yetkileri yeni kurulan Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü’ne devredilmiştir. Biyoteknolojideki gelişmelerin izlenmemesi, Refik Saydam Hıfzısıhha Enstitüsü Aşı Serum Üretimi Merkezine yatırım yapılmaması, işgal altındaki İstanbul'da dahi aşı ihraç eden bir ülkeyi, aşı ithal eden bir noktaya geriletmiştir. Aşı gereksinimini karşılamak için Sağlık Bakanlığı her yıl yaklaşık olarak 18 milyon dolar dış ülkelere ödeme yapmaktadır. Türkiye'de uygulanmakta olan tüm bakteri ve virus aşılarının üretilebileceği bir Yeni Aşı Üretim Tesisleri Kurulması Projesi’nin maliyeti ise bir defaya mahsus olmak üzere 40 milyon dolar olarak hesaplanmıştır (Özcengiz, 2002).Şunu da hatırlatmak isterim, veteriner aşılar uzun yıllardan beri ülkemizde üretilmektedir. İlk olarak 1901 yılında Pendik Veteriner Bakteriyolojihanesi şimdiki adıyla “Pendik Veteriner Enstitüsü” sonra sırasıyla Ankara-Etlik, İzmir-Bornova, Samsun, Ankara Şap Enstitüsü, Adana, Konya ve Manisa Tavuk Aşıları Üretim Enstitüsü kurulmuştur. Özel sektörün veteriner aşı üretimi yapmaya başlaması ise 1990 yılında olmuştur. Veteriner aşıların aksine, beşeri aşılarda ise uluslararası aşı üreticileri ile rekabet edemeyen özel sektör üretim için yatırımlara henüz başlamıştır.İster pandemi, ister ekonomik kriz, ister ambargo, nedeni ne olursa olsun ilaç, aşı ve gıdaya ithalat yoluyla erişemediğimizde ne olacak? Bu devirde unutmayalım ki, yukarda bahsi geçen nedenler, ülkelerin karşı karşıya kalacakları en hayati risklerdir. Şüphesiz dileğimiz Covid-19 pandemisinin en kısa sürede ve en az hasarla atlatılmasıdır. Ancak bu pandemi, ülkelerin yerli teknolojileri ile aşı, ilaç hammaddesi ve tarım/hayvancılık ürünleri üretmesinin ne kadar önemli olduğu bir kez daha gözler önüne sermiştir.Ecz. E. Dilek Sunar20/04/2020
https://yapex.com/covid-19-saglik-sektoru-icin-bize-neleri-ogretmeli-ve-hatirlatmaliTANI TEKNOLOJİLERİNDE COVID-19 İLE YENİ DÖNEM
COVID-19 ile mücadele sürecinde gündemde yer alan ana başlıklardan biri tanı teknolojileri oldu. Tanı teknolojilerini geniş bir başlık olarak ele alıp neler olduğunu, dünyadaki gelişmeleri ve bu alana yapılan yatırımları değerlendirmek için COVID-19 ile mücadele sürecini değerlendirmek için 4 fazdan oluşan bir yaklaşım kullanmak isterim. Her bir fazı kısaca tanımladıktan sonra, o faz içinde tanı teknolojilerinin yerinden ve gelişmelerden kısaca bahsedelim.Faz 1, ilk şok ve salgınla sahada mücadele için ilk tepki. Öncelikle tanının kritik olduğu, hemen onu takiben hastanede mücadelenin ve dolayısıyla sağlık altyapısının uygun hale getirilmesinin önceliği oluşturduğu faz. Faz 1 sürecinin en temel bileşenlerinden biri aktif olarak enfekte olan kişilerde COVID-19 tanısı için yapılan RT-PCR tanı testleri. Bunlar, genetik analizlerle kişinin aktif olarak enfekte olup olmadığına bakıyor. Bu tanı testlerinin devamı ve sayısının artmasının önemi tartışmasız olduğu için mevcut tanı teknolojisinin sahada yaygınlaşması ve üretimin artması için farklı ülkelerde de Türkiye’de de önemli bir çaba söz konusu oldu. Aynı zamanda bu tanı testlerinin daha hızlı sonuç verebilmesi ve sonucun doğruluğu son derece kritik olduğu için tanı teknolojileri gündemi daha fazla meşgul eder hale geldi. Bir yandan mevcut teknolojiyle kit üretimleri ve test uygulamaları devam ederken bir yandan da yeni teknolojiler ile sürecin etkinleştirilmesi yönünde araştırma kuruluşlarında ve şirketlerde çalışmalar başladı. Bu alanda çalışmaların desteklenmesine yönelik özel çağrılar ve bütçeler oluşturuldu. Dünyada tanı teknolojileri üzerine çalışan startuplara ilgi arttı ve öne çıkan birkaç yatırım anlaşması gerçekleşti. COVID-19 ile mücadele sürecinin 1.fazının ana odağı tanı teknolojilerinin yaygınlaşması ve aynı zamanda geliştirilmesi olurken tanı teknolojileri konusu mücadelenin bu fazıyla sınırlı kalmıyor. Faz 2, tanı ve tedavi sürecinin yönetilebilir hale geldiği ve aynı zamanda tanı ve tedaviye yönelik altyapının tamamlandığı, sahada mücadelenin sistematik olarak devam etmeye başladığı bir dönem. COVID-19’a ilişkin bilimsel verilerin arttığı fakat belirsizliğin devam ettiği ve özellikle platoya ulaşan ülkelerde ekonomik faaliyetin kademeli normalleşmesi için planlamanın ve aynı zamanda yeniden açılmanın başladığı dönem. Bu noktada aynı zamanda bağışıklık taraması gündemde. Bugünlerde daha sık duymaya başladığımız antikor testleri ile toplumun bağışıklık kazanma durumunun tespiti söz konusu. Burada COVID-19’da bilinmezliklerden kaynaklı bilimsel tartışmalar sürse de, faz 2’nin ana gündem maddelerinden birini oluşturmaya devam edecek. Serolojik test ya da antikor testi olarak bilinen bağışıklık testleri, toplumda kimlerin COVID-19’u aldığı ve hastalığı geçirdiğini tespit etmeye yarıyor. Bu testler, pandeminin ilk günlerinden beri gündemimizde olan COVID-19 tanısı için yapılan RT-PCR testlerinden tamamen farklı. Kişi, COVID-19 ile enfekte olduktan bir süre sonra üretilen antikorların tespiti için serolojik test yapılıyor ve kişinin hastalığı geçirip geçirmediği yani bağışıklık kazanıp kazanmadığı tespit ediliyor. Harvard Üniversitesi İmmünoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları’nın başındaki Sarah Fortune, antikorların enfeksiyon sonrasında kanda kalmaya devam ettiğinin ve virüse spesifik olduklarının altını çiziyor. Kanda kalma süresi COVID-19 için hala netleştirilmeye çalışılıyor ve buna ilişkin bilimsel tartışmalar devam ediyor. Bir yandan da bu alanda tanı teknolojileri üzerine çalışan uluslararası araştırma grupları oluşturuluyor ve şirket çalışmaları yaygınlaşıyor. Her gün yeni yayınlarda gördüğümüz gibi, COVID-19’u birçok kişi semptomsuz ya da hafif semptomlarla geçiriyor. Toplumda kimlerin COVID-19 geçirdiğini bilmek, ülkelerin sokağa çıkma yasağı, iş yerlerinin kapatılması gibi önlemlerini kademeli olarak hafifletmesi ve işe geri dönüşlerin başlayabilmesine yardımcı olacak. Antikor testleri, tanı için yapılan testlere göre çok daha basit ve kısa zamanda yapılan testler. Son günlerde işe geri dönüşü başlatabilmek için bağışıklık taraması farklı ülkelerde gündeme yerleşmeye başladı. Geçtiğimiz hafta FDA (Amerika İlaç ve Gıda Kurumu) ilk bağışıklık testinin afet durumunda kullanımı (EUA (Emergency Use Authorization) için onay verdi yani bağışıklık testi uygulanabilir hale geldi. Aynı zamanda FDA, CDC (ABD Hastalık Kontrol ve Korunma Merkezleri) ve NIH (ABD Ulusal Sağlık Enstitüsü) bağışıklık taraması odaklı bir Ar-Ge ortaklığı kurdu ve en etkin antikor paneli üzerine çalışmaya devam ediyorlar. Mayıs başında Amerika’da toplumsal bağışıklık taramasının başlatılması hedefleniyor. Almanya’da “Bağışıklık Pasaportları” gündemde. Almanya, işe geri dönüşlerin başlayabilmesi için Nisan ortasına kadar 100 bin gönüllüye bağışıklık taraması yapılacak bir proje başlatıyor. Sosyal mesafe sınırlamalarının kalkabilmesi için ekonomik faaliyeti başlatabilecek kişileri tespit etmenin önemini vurguluyorlar. İngiltere Sağlık Bakanı, “Bağışıklık Sertifikaları”nı değerlendirdiklerini ve bunun insanların normal hayata dönmeye kademeli olarak başlamaları için önemli olduğunu vurguladı. Yine Fransa Sağlık Bakanı’nın da gündemindeydi. Avrupa dışına bakınca ise, Çin’de zaten 8 antikor testinin onaylandığını ve uygulandığını görüyoruz. Bu testler aynı zamanda Güney Kore, Singapur ve Avustralya’da da onaylandı. Her ne kadar antikor tespitine ilişkin belirsizlik devam etse de, bir yandan ülkeler ekonomik faaliyetin normalleşmesi süreçlerinin bir parçası olarak bağışıklık taraması için tanı teknolojilerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaları desteklemeye ve gündemlerinde tutmaya devam ediyor. Faz 3’ün odağının salgınının etkilerini sınırlandırılmak ve kontrol altına almak olmasını bekliyoruz. Öncelikle Faz 2’nin Faz 1’e göre daha uzun süreceğini, Faz 3’ün ise daha da uzayacağı beklentisini söylemekte fayda var. Ekonomik faaliyetin normalleşmeye devam ettiği fakat bir yandan COVID-19 ikinci etki dalgasının da mümkün olduğu bir dönem. Aynı zamanda tedavide gelişmelerin uygulamaya dönüştüğü, aşı çalışmalarında klinik çalışmaların genişlediği ve herkese ulaşmasının henüz mümkün olmasını beklemesek de aşı üretiminin gerçekleşmesini beklediğimiz faz. Bununla birlikte tanı testlerinin yaygınlaşmış ve tanı teknolojilerinin hızlı ve yaygın teste minimum altyapı ile imkan verecek gelişmişliğe ulaşılmış olmasının beklendiği bir faz 3 döneminden bahsediyoruz. Böyle bakınca faz 3’e kadar tanı teknolojilerine bu anlamda yapılan yatırımların artacağını da söylemek mümkün hale geliyor. Faz 4 ise artık Yeni “Yeni Normal” diye tanımlayabileceğimiz aşama. Burada tanı teknolojilerinin artık başka bir boyut kazanmasını bekliyoruz. Burada önemli nokta COVID-19 geçirip iyileşenlerin izleme aşaması. İzleme sürecinde de farklı bileşenlerde tanı ihtiyacı doğacak gibi görünüyor. Buna yönelik çalışmalar henüz gündemde olmasa da orta vadede tanı teknolojilerini bu izleme sürecinin bir parçası olarak görmekte fayda olacak çünkü iyileşerek atlatanların özellikle akciğerlerinde kalan hasar önemli gibi duruyor. Maalesef bu hasarların önümüzdeki yıllarda farklı hastalıklara dönüşme ihtimallerini biliyoruz. Yani artık bulaşıcı hastalıkların da, bulaşıcı olmayan hastalıklar için bir risk faktörü olduğunu hatırlamamız lazım. BOH gündeminde sigara, alkol kullanımı gibi risk faktörlerini değerlendirerek oluşturduğumuz kronik hastalık yönetim mekanizmalarına mutlaka bulaşıcı hastalıklar sonrasındaki tanı ve takibi de katmak gerekiyor. Yani bugünden çalışmaya başlamamız gereken bir konu da iyileşen vakaların takip ve izleme mekanizmasını oluşturmak. Yeni tanı teknolojilerini aynı zamanda bunun bir parçası olarak düşünmek.Selin ArslanhanKurucu, ReDis Innovation22/04/2020
https://yapex.com/tani-teknolojilerinde-covid-19-ile-yeni-donemOTELLERE SERTİFİKASYON ALMALARI İÇİN 'İZOLASYON ODASI' ŞARTI GETİRİLDİ
Kültür ve Turizm Bakanlığınca, Kovid-19'la mücadele sürecinde, turistik tesislerin "Sağlıklı Turizm Sertifikasyonu" alabilmeleri için kriterler belirlenirken, "izolasyon alanları ve odaları" oluşturma şartı, kriterlerin başında yer aldı. AA muhabirinin, Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının internet sitesinde yer alan "Konaklama tesisleri, yeme ve içme tesisleri için pandemi süresince yapılacak Kovid-19 ve hijyen uygulama şartları"ndan derlediği bilgiye göre, ulaşım ve konaklama tesisleri, sağlıklı bir tatil için gerekli önlemleri yerine getirecek, sertifikasyon almaya teşvik edilecek ama mecbur tutulmayacak. Turistik işletmeler, ulusal veya uluslararası hijyen ve temizlik malzemesi tedarikçisi kuruluş iş birliğinde, Bakanlıkça belirlenen kurum veya kuruluş tarafından yapılacak denetim sonucunda belirlenen şartları taşımaları halinde belgeyi alabilecek. Turistik işletmelerin, tüketicinin beklentilerini karşılayarak olumlu algı ve rekabet üstünlüğü yakalamaları için öncelikle tüm süreci yönetecek bir yönetici görevlendirmeleri, tüm departmanlarına yönelik protokoller hazırlamaları, çalışanlara bu konularda eğitim verilmesini sağlamaları, hijyen ve dezenfeksiyon ile sosyal mesafe konusunda etkin çalışma yürütmeleri hedefleniyor. Oteller sertifikasyon için sosyal mesafe planı hazırlayacak Oteller, misafirin otele girişinden acil durum ve izolasyona kadar farklı başlıklarda 132 kriteri şartları yerine getirerek sertifika alacak. Buna göre, sertifika almak isteyen tesisler, tüm departman ve birimleri için hijyen uygulamalarını kapsayan protokoller hazırlayacak. Otellerde, sosyal mesafe planı hazırlanacak. Ortak kullanım alanlarında alkol bazlı el antiseptiği veya dezenfektanı bulunacak. İşletme bünyesinde görev alan çalışanlara, uygulanacak plan ve protokoller konusunda periyodik temel eğitimler verilecek. Otel çalışanlarına günde iki defa vücut ısısı ölçümü yapılacak Kovid-19 ve hijyen uygulamalarına ilişkin personel alanları ve genel alanlara duvar şemaları asılacak. Hazırlanan duvar şemalarının en az 3 dilde çevirisi yapılacak. Tesiste, koruyucu kıyafet ve ekipman ile tesis girişinde de maske hazır bulundurulacak. Çalışanların işe giriş ve çıkışlarında vücut ısısı ölçümleri termal sensörle yapılarak, biyometrik yüz tanımları aynı anda kayıt altına alınacak ve takibi sağlanacak. Tesis personeline müdahale planı Otellerde, acil durumlar ile hasta, semptomlu ve şüpheli vaka tespit edilmesi halinde ulaşılacak kişi ve kurumlar belirlenecek. Misafirlerin otele girişte ve konaklamaları sırasında öksürme, halsizlik, yüksek ateş gibi hastalık durumu göstermeleri halinde tesis personelinin müdahale planı oluşturulacak. Otel içerisinde acil durumlarda izolasyon alanları ve odaları oluşturulacak. İzolasyon alanlarının kullanımı ve tahliyesi sonrasında temizlik şartları belirlenecek ve temizlik uygulamaları kayıt altına alınacak. Otellere termal kamera Gelen ziyaretçilerin termal kamera veya temassız termal sensörlü ateş ölçerlerle vücut sıcaklığı kontrolleri gerçekleştirilerek yüz görüntüleriyle kayıt altına alınması sağlanacak. Sıcaklık aralığı haricinde bir tespit mevcut ise değişimler de kayıt altına alınacak. Tesis çalışanları MEB onaylı Hijyen Eğitimi Sertifikasına sahip olacak. Kovid-19'lu hastanın odasındaki eşyalarına da izolasyon Oteller, acil durumlar ile hasta, semptomlu veya şüpheli vaka tespit edilmesi halinde uygulanacak protokolü, ulaşılacak kişi ve kurumları belirleyecek. Misafirlerin otele girişte veya konaklamaları sırasında herhangi bir hastalık belirtisi göstermeleri halinde (öksürme, halsizlik, yüksek ateş gibi) personelin, müdahale planı hakkında bilgisi olacak. Kovid-19 teşhisi konulan misafirin odasındaki nevresim, çarşaf, havlu gibi tüm tekstil malzemesi ayrı ayrı poşetlere konularak çamaşırhane veya otel dışında çamaşır yıkama hizmeti alınan firmaya iletilerek, bu ürünlerin diğer malzemelerden ayrı olarak yıkanması sağlanacak. Tesis çalışanları, kendilerinde Kovid-19 şüphesi duyduklarında veya hastalık belirtisi gösterdiklerinde durumu tesis yöneticisine bildirecek. Otellerdeki oda ve havlu kartları dezenfekte edilecek Misafirin otele giriş işlemleri, sosyal mesafe konusunda bilgilendirilmesi, bulaşı riski dikkate alınarak misafirin valiz veya eşyalarının kendisi veya belboy tarafından taşınacağına ilişkin bilgilendirmeye yönelik protokol hazırlanacak. Resepsiyonlarda alkol bazlı el antiseptiği veya dezenfektanı, koruyucu ekipmanlar bulundurulacak. Misafirlerin yapacağı ödemelerde, nakit ödeme yerine mümkün olduğunca temassız pos cihazları, online ödeme gibi yöntemler tercih edilecek. Oda kartı veya anahtarı, havlu kartı, kalem, resepsiyon zili gibi ekipmanların kullanım tekrarı olması durumunda dezenfeksiyonu gerçekleştirilerek uygun şekilde muhafazası sağlanacak. Odalar her misafir sonrası dezenfekte edilecek Odalardaki su ısıtıcıları, televizyon ve klima kumandaları misafirler otelden ayrıldığında dezenfekte edilecek. Odalarda şampuan, sabun, duş bonesi, bardak, tabak, çatal, bıçak takımları gibi malzemelerin tek kullanımlık olması için düzenleme yapılacak. Mutfaklar, otel yönetimi tarafından hazırlanmış bir temizlik protokolüne sahip olacak. Bu protokole göre gerçekleştirilen uygulamalar kayıt altına alınacak. Mutfaklarda tüm gıdalar temiz, gıdaya uygun nitelikte bir ekipman ile ve üzeri kapalı olarak depolanacak. Masalar arasına en az 1,5 metre kuralı Masalar arasında en az 1,5 metre, sandalyeler arasında ise 60 santimetre mesafe bırakılacak. Yeme ve içme alanlarında servis ekipmanları servis öncesi ve sonrası düzenli olarak temizlenecek. Otellerde ortak kullanımdaki çay ve kahve makinası, sebil, içecek makinası ve benzeri cihazlar kaldırılarak, misafirlere bir görevli aracılığıyla bu cihazlardan içecek verilmesi sağlanacak. Yemek masaları ve mobilyalarının, masa üstü ekipmanlarının (tek kullanımlık olanlar hariç) alkol bazlı ürünler ile temizlikleri her müşterinin kullanımı sonrasında gerçekleştirilecek. Açık büfede yemekleri görevliler servis edecek Masa üzerinde tek kullanımlık tuzluk, biberlik, peçetelik bulunacak. Açık büfe uygulamasının sürdürülmesi durumunda, büfede bulunan yiyeceklerin misafirler tarafından alınmaması ve yiyeceklerle temas kurulmamasına yönelik bir cam siperlik bulunacak. Önlemler dahilinde bir görevli tarafından, istenen yiyeceklerin misafire verilmesi sağlanacak. Havuz ve plajlar Sertifikasyon için, havuz suyundaki klor seviyesinin açık havuzlarda 1-3 ppm, kapalı havuzlarda ise 1-1,5 değerlerinde tutulması istenecek ve bu değerlerin periyodik olarak kayıt altına alınması talep edilecek. Havuz ve plaj çevresindeki tuvaletler, duş ve soyunma kabinleri sık sık temizlenecek ve dezenfekte edilecek. Bu çalışmalar kayıt altına alınacak. Sauna ve hamama 30 dakika sınırlaması Sauna, hamam, buhar banyosu gibi alanların kullanım süresi en çok 30 dakika ile sınırlandırılarak sonrasında en az 15 dakika, alanın temizlenmesi için düzenleme yapılacak. Bu alanlara giriş çıkış saatleri ile kişi sayısı sınırlandırması yapılacak, ilgili alanları kullanan misafirler kayıt altına alınacak. SPA içerisinde uygun hava kalitesi sağlanarak, nem oranı kontrol altına alınacak. Kese, sabun, duş jeli, şampuan gibi malzemelerin mümkün mertebe tek kullanımlık olması sağlanacak. (AA) Bakınız: İzolasyon Odaları ve Taşıması Gereken Özellikler Kaynak: http://www.tourexpi.com/tr-tr/news.html~nid=162255&u=1f00fdf0c1f5623348e716fafe04cd87&frmnw
https://yapex.com/otellere-sertifikasyon-almalari-icin-izolasyon-odasi-sarti-getirildiVİRÜSLERİN EVRİMİ SÜRÜYOR
[BAA - Biyolojik Hareket ve Evrim] Virüsler ne besin tüketerek ne de güneş ışığından enerji elde edebilirler, dolayısıyla hücresel olarak büyümek veya bölünerek çoğalmak gibi metabolik faaliyetler gerçekleştirmezler. Virüslerin canlı bünye dışında çoğalmaları mümkün olmadığı için virüs ve canlı konak etkileşimi oldukça önemlidir. Bu zorunu ilişki, bizi virüslerin güncel olan evrimine yakından bakmaya davet ediyor. Virüslerin yaşam döngüsü, bulaştığı canlının konak hücresinden çevreye yayılması ile başlar. Civarda bulunan diğer hücrelerin yüzey proteinlerine virüsün kendi proteini ile tutunabilme kapasitesi hücreden hücreye girişini mümkün kılar. Sonrasında virüs, genetik materyalini (genom) yeni konak hücrenin içine aktarır. Genetik materyal olarak DNA veya RNA taşıyan virüsler, hücrenin kaynaklarını kullanarak kendi kopyalarını üretir. Baskın bir biçimde hücre kaynakları virüsün parçalarının yapımında kullanılırken hücre kendi doğal işleyişini gerçekleştiremez. Hücre içi virüs ile dolup taştığında da kendi bütünlüğünü koruyamayan hücre patlar ve virüs için döngü yeniden başlar.Yazının devamındaki başlıklar:Canlı Bünyede Virüs EvrimiYayılma Hızı ve Bulaş EvrimYeni Virüsler Nereden Geliyor?Yazının orijinal metni için >> Bilim ve Aydınlanma Akademisi
https://yapex.com/viruslerin-evrimi-suruyorÜNİVERSİTE TEMİZODALARINDA SOSYAL MESAFEYE DAYALI ÇALIŞMA ESASLARI VE ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER
Dünya Sağlık örgütünün 11 Mart tarihli bildirgesinde açıkladığı Covid 19 Pandemisi ilanı üzerine mevcut laboratuvar çalışmaları tekrar gözden geçirilmeye başlandı. Yüksek Öğrenim kurumun 13 Mart tarihli bildirgesi ile de tüm fonksiyonlar acil durum planlarına uygun olarak tekrar düzenlendi veya gerektiği durumlarda faaliyetlere son verildi.Son dönemde açıklanmış olan normalleşme süreci planlamalarına dayanarak laboratuvarlara ve kampüse geri dönülmesi umut edilmektedir. Bu süreç kapsamında çalışma faaliyetlerinin nasıl gerçekleştirileceğine dair sosyal mesafeye dayalı çalışma esaslarının ve alınması gereken önlemlerin planlanması gerekmektedir.Öncelikli olarak:a) Laboratuvar yöneticilerinin önceliklendirmesine göre faaliyete açılacak alanların planlanmasıb) Laboratuvar çalışmalarının gerçekleştirilmesi sırasında gözetilmesi gereken minimum sosyal mesafeye göre alanda aynı anda çalışabilecek optimum kişi sayısının belirlenmesic) Laboratuvar yeteneklerine göre hizmet verecek ekipman/cihazların belirlenmesid) Hizmet verecek ekipman/cihazların standart kullanım prosedürlerine göre gerekli minimum çalıştırma isterlerinin belirlenmesi (bina gereklilikleri-elektrik-su-gaz-havalandırma)e) Kişi/çalıştırma isterlerine göre günlük çalışma vardiya sisteminin oluşturulması tavsiye olunur.Bu listeye göre hangi alanda, hangi kişilerin, hangi ekipmanları hangi gün ve saatte çalıştırabileceğinin planı yapılabilir.ASHREA’nin COVID 19 rehberinde bildirilen iyi uygulamalar kılavuzuna göre özellikle hava yoluyla bulaşı riskinin en düşük seviyeye indirilmesi için gerekli önlemlerin alınması tavsiye edilmektedir. Bu anlamda üniversite kampüslerinde bulunan temizoda alanlarında araştırma faaliyetlerinin devam ettirilebilmesi için yapılabilecekler aşağıda ayrı olarak düşünülebilir:a) Pozitif havalandırmanın esas olduğu temizodalarda havalandırma planlarının gözden geçirilip, personel bulaşı riskinin en aza indirilebilmesi amacıyla giyinme/soyunma odalar ve malzeme transfer alanlarındaki prosedürler tekrar düzenlenmeli ve sınırlı insan trafiğine izin verilmelidir.b) Temizoda giysilerinin günlük tek kullanımlık elbiseye çevrilmesi ve/veya kişisel kullanıma verilen dayanıklı temizoda giysilerinin kullanım sonrası her gün dezenfeksiyonu, yedeklenmesi veya yapılamıyorsa kapalı, hava geçirmez torbalarda saklanması sağlanmalıdır.c) Ortak kullanılan tüm kişisel koruyucu ekipmanlar bireysel hale getirilmelidir (yüz siperliği/ gözlük gibi).d) Eldiven, bone, maske gibi yoğun kullanılan kişisel koruyucu ekipmanlar temizoda girişinde soyunma odasının imkan verdiği ölçüde birbirinden ayrı şekilde kullanıcıya sunulmalıdır.e) Kullanıcıların temizodaya girişlerinden önce kullanmakta oldukları eldiven ve hijyenik maskeleri değiştirmeleri zorunlu tutulmalı ve bu atıkların bulaşısı yüksek riskli atık seviyesinde bertarafı sağlanmalıdır.f) Hava duşuna her seferde sadece tek bir kişinin girmesine izin verilmelidir.g) Alanda kullanıcıların değdiği tüm yüzeylerin günlük çalışma öncesi dezenfeksiyonu sağlanmalıdır.h) Yoğun kimyasal gerektiren çalışmalar, sosyal mesafe ve vardiya koşullarına bağlı olarak ayrı olarak planlanmalıdır.i) Bakım & Onarım faaliyetleri sırasında olabilecek hava dalgalanmalarına karşı aksiyon planı hazırlanmalıdır.j) Temizoda klimaları/havalandırma istasyonlarında kullanılan filtrelerin değişimlerinde tehlikeli atık prosedürü uygulanmalıdır.k) Temizoda atık hava plenumu olarak kullanılan alanlarda N95, FFP2/FFP3 tipi maskenin kullanımı zorunlu tutulmalıdır.l) Negatif basınçlı alanlarda egzoz emiş noktalarının önlerindeki/üzerlerindeki engellerin kaldırılması, personelin bu noktalarda en düşük seviyede bulunmasına özen gösterilmelidir.Bu önlemlerden farklı olarak, sosyal mesafeye uygun çalışma koşulları yaratılmalıdır. Dünya Sağlık örgütünün bildirdiği iyi uygulamalar rehberlerine göre:a) Maskesiz kişilerin ortak alanları kullanmasına izin verilmemelidir.b) Ofis alanları ve ortak alanlarda malzeme paylaşımı en düşük seviyeye indirilmelidir.c) Tüm toplantılarda internet uygulamalarının kullanılması özendirilmelidir.d) El, yüz hijyeni sağlanması amacıyla ortak alanların giriş ve çıkışlarında kişisel kullanıma uygun dezenfektan üniteleri bulunmalıdır.e) İdari/akademik personelin sağlık durumları yakından incelenmeli, hastalık emaresi bildiren çalışanların en kısa sürede uzman sağlık personeline başvurması sağlanmalıdır.Yukarıda tavsiye edilen bu önlemlerin gerekliliği ve uygulanabilirliği uzman kişilerce tekrar değerlendirilmeli, ek önlemler ve uygulamaların gerekebileceği gözden kaçırılmamalıdır. İş destek ve devam protokolleri bu önlemlere göre tekrar planlanmalı ve aksiyonlar süreçlenmelidir. Burak Birkan, Ph.Dbbirkan@gmail.com1 https://www.who.int/dg/speeches/detail/who-director-general-s-opening-remarks-at-the-media-briefing-on-covid-19---11-march-20202 https://www.yok.gov.tr/Sayfalar/Haberler/2020/coronavirus_bilgilendirme_1.aspx3 https://www.ashrae.org/file%20library/technical%20resources/covid-19/eiband-airbornetransmission.pdf4 https://www.jdcooling.com/covid-19-cleanroom/5 https://www.who.int/who-documents-detail/getting-your-workplace-ready-for-covid-19-how-covid-19-spreads
https://yapex.com/universite-temizodalarinda-sosyal-mesafeye-dayali-calisma-esaslari-ve-alinmasi-gereken-onlemlerCOVID-19 SONRASI DİJİTAL SAĞLIK
COVID-19 tüm sektörlerde olduğu gibi sağlık alanında tüm sektör paydaşlarının sağlığa yeni bir bakış açısı edinmelerini sağladı. Uzun zamandır yavaş yavaş adımları atılan bir çok dijital sağlık teknolojisi salgınla birlikte birden atılım gösterdi ve yapılan yatırımların meyvesi toplanmaya başlandı. Önümüzdeki dönemde sağlığın öneminin artacağı şüphesiz. Yine başka şüphe götürmeyen başka bir konuda hem devlet ve özel sektörün hem de bireylerin artık bazı sağlık hizmetlerini hastaneye gitmeden almak isteyecekleri. Bu noktada hali hazırda bekleyen bir çok tele-tıp ve yapay zeka çözümü zaten mevcut. Bu çözümlerin bir an önce pratiğe dönüşmesi ve sahada kullanımı için gerekli adımlar atılacaktır diye umuyorum.COVID-19 süreci sonrası dijital sağlığın nasıl şekilleneceğine, aslında COVID-19 sonrası diye bir kavramdan bahsetmemiz biraz zor, hep birlikte bakalım.Veri Gizliliği ve GüvenliğiHer ne kadar COVID döneminde bir çok devlet uygulaması sağlık verilerinin gizliliği konusunda endişeler yaratsa da, salgın sonrası hasta verileri ve genellikle beraberinde getirdiği sayısız güvenlik ve gizlilik endişeleri artık geçmişte kalacak. Bunun nedeni blockchain'in bu hassas verilerin güvenliğini sağlamada önemli bir araç olmasıdır. Blockchain’in dağınık yapısı sayesinde kayıtların şeffaf olarak herkesle paylaşılan bir kitap gibi hem gizli hem de doğrulanabilir olması mümkün hale gelmiştir. Özellikle Estonya'nın sağlık kayıtlarının güvenli bir şekilde saklanması için çalışan bir çok girişime destek vermesi, hem ülkemizdeki hem de dünyadaki blockchain tabanlı sağlık girişimlerinin önemini gözler önüne sermektedir.Tele-TıpŞirketler ve hatta okullar dahi evden çalışma çözümünü benimsemeye başladığı yeni dönemde uzaktan destek de sağlık hizmetlerinde giderek talep edilen bir seçenek haline geliyor. COVID-19 salgını, tele-tıp uygulamalarını yeni bir boyuta taşıdı. Sağlık profesyonellerinin sağlıklı ve hastalıksız kalması gerektiğinden, hasta-sağlık profesyoneli arasındaki teması azaltacak uzaktan çözümler önem kazanmaya başladı. Hem CDC hem de DSÖ gibi kurumlar hastaları izlemek ve hastanelere başvurularında virüsü yayma risklerini azaltmak için tele-tıp çalışmalarının yaygınlaşmasını destekliyorlar.Bu konuyla ilgili, Aile Hekimleri Akademisi ve Amerikan Tabipler Birliği (AMA) ilgili yönergeleri yayınladı. Bir çok hükümet ve hastane kendini tele-tıp uygulamalarına adapte etmek için çeşitli adımlar attı ve atmaya devam ediyor.Bu konu için tele-tıp üzerine çalışan Tyto Care girişiminin CEO'su ve kurucu ortağı Gilad “Tele-tıp, bireyler, doktorlar ve sağlık sistemleri arasındaki boşluğu kapatıyor, özellikle semptomatik hastaların evde kalmasını ve dijital iletişim kanalları aracılığıyla doktorlarla iletişim kurmasını sağlayarak virüsün kitle popülasyonlarına ve tıbbi personele yayılmasını azaltmaya yardımcı oluyor. ” olarak tele-tıbbın önemini özetliyor.Aynı zamanda COVID döneminde örneklerini gördüğümüz, Corona Check isimli Yesil Science olarak bizim de geliştirdiğimiz semptom sorgulayıcılar gelecek tıbbında daha çok yer edinmeye başlayacaktır.Dr. Yusuf Yeşil
https://yapex.com/covid-19-sonrasi-dijital-saglik